Bu ay sizlerle insanlık tarihinin en eski ve en ruhani sistemlerinden biri olarak görülen, temelinde doğa, ruhlar ve insan arasındaki dengelemeyi sağlamayı amaç edinmiş bir inanç sistemi olan Şamanizm ile ilgili bazı bilgileri paylaşmak istedim.
Tarih ve din bilimciler yüzyıllar boyu Şamanizmin nasıl ve nereden doğduğunu Şaman sözcüğünün nerden geldiğini ne anlam taşıdığını araştırmışlardır. Bu araştırmalara göre kesin bir sonuca varamamakla birlikte farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Bir görüşe göre, Şaman, Mançu dilinde “oynayan, zıplayan, bir iş görürken sürekli olarak hareket eden” anlamındaki “saman” kavramından geliyor. Bir başka görüşe göre, Hindistan’daki Pali dilinde “ruhlardan esinlenen kişi” anlamına gelen “samana” sözcüğünden türemiş. Bir diğer görüşe göre ise Sanskritçe’de “budacı rahip” anlamına gelen samana sözcüğünden geliyor.
Türk kavimleri Şamanlara genellikle Kam demektedirler. Kalmuklar erkek Şamanlara Bö ya da Böge, Kırgız-Kazaklar ise Baksi ya da Bakşı diyorlar. Altaylılar Şamana Kam, Kamların yönettikleri törene Kamlama demişler. Moğolca, Şaman, Böge; Uygurca’da “hastalıkları gideren, acıları dindiren, çılgınlıkları, kriz ya da nöbet diye tabir ettiğimiz durumları yatıştıran, ilaç yapan kimse” anlamında, “otacı” diye anılmış. Çin kaynaklarına göre ise Kırgızlarda Şamanın adı Gan. Şamanlar. Eski Türklerde iyi ruh “Bay Ülgen”, kötü ruh “Erlik” diye adlandırılmıştır. “Bay Ülgen” aynı zamanda iyi ruhların başında bulunan, onlara emir veren bir tanrıdır.
Şamanizm’in tarihteki yeri Orta Asya ve çevresindeki halkların vatanı olarak kabul edilse de Avustralya, Endonezya, Amerika gibi ülkelerde de hayat biçimi olarak karşımıza çıkıyor ve araştırmalar halen devam etmekle beraber Paleolitik-Eski Taş Devri yani avcılık-toplayıcılık döneme kadar tarihte geriye gidilebiliyor. Ezoterik kaynaklara baktığımızda ise Şamanizm’in tarihinin Kayıp Kıta Mu ve Atlantis’e dayandırıldığını da görüyoruz.
Arkeolojik ve etnolojik kanıtlar Şamanik yöntemlerin en azından yirmi ya da otuz bin yaşında olduğunu bildirmektedir. Şamanik varsayımlar ve yöntemlerle ilgili olarak bir diğer dikkat çeken husus ise Avustralya yerlileri yani Aborjinler, Kuzey ve Güney Amerika, Sibirya ve Orta Asya, Doğu ve Kuzey Avrupa ve Güney Afrika’da dahil olmak üzere dünyanın birbirinden ayrı ve uzak bölümlerinde olmasına rağmen çok benzer olmasıdır. Orta Çağ ve Rönesans Batı Avrupa’sında aynı temel Şamanik bilgi Engizisyon tarafından yok edilmiştir.
Şamanizm sonuç olarak ilkel kavimlerde başlayan, ruhlarla temas kurarak insanlar arasında aracılık yapan ve sıra dışı güçlerle hastalıkları iyileştirebildiği kabul edilen Şaman denilen kişilerin çevresinde yoğunlaşan bir inanç sistemi olarak karşımıza çıkıyor. Ata ruhlarına ve doğa varlıklarına tapınma diye tabir edilen bir zamana dayanan eski bir Asya dini olarak görülüyor.
Şaman neye inanıyor?
Şaman, bir görevi olduğuna ve bu görevinin Gök Tanrı tarafından kendisine verildiğine yani gizli ve özel güçlere sahip olduğuna, Tanrı ile insanlar arasında bir aracı olduğuna, bir şifacı olduğuna ve bu güçlerin temelinde gizli bilgiler taşıdığına inanıyor.
Şamanizm bir din mi değil mi?
Şamanizm en eski inanç sistemidir. Türklerin, Moğolların ve Asya göçebelerinin eski dinidir. İnançlarına göre bir yanda gök yüzünü mesken tutmuş iyilik tanrıları, bir yanda yer altının karanlığına gömülmüş kötülük tanrılarının ve ağaçta, taşta, dağda, suda, ateşte, ayda, güneşte uyuyan ruhların varlığına inanılan bir inanç sistemidir. Şaman anlamı bakımından büyücü rahip olarak tanımlanmış ve Şamanizmin de bir din olmadığı ileri sürülmüştür. Bu görüşün dayanağı olarak da Şamanizm’de bir din kurucu, kutsal kitap, inanç esasları, ibadetleri olmayışı gösteriliyor. Bu nedenle de Şamanizm, bir çeşit sihirbazlık ve büyücülük şeklinde yorumlanır ve yaygın bir şekilde ortaya çıkan biraz önce bahsettiğimiz gibi pek çok yerde birden görülen özü sihri bir durum olarak tanımlanmıştır.
Bir kişinin Şaman olduğu nasıl bilinir?
Bir kişinin Şaman olduğunun belirlenebilmesinin başlıca iki yolu olduğu söyleniyor. Buna göre bir Şaman atalarından aldığı bir miras yoluyla ve içten gelen bir şekilde duyumsanarak “tanrısal çağrı yoluyla” seçildiğini biliyor. Seçilme şekli ne olursa olsun her Şaman ikili bir eğitimden geçtikten sonra Şaman oluyor. Bu ikili eğitim ruhların ve yaşlı Şaman ustalarının üstlendiği bir eğitim bir inisiyasyon. Şamanı toplumun itibar ettiği bir kişi haline getiren bu inisiyasyon eğitimi. Şaman, rüyalar, trans ve geleneksel eğitim yani Şaman teknikleri, ruhların isim ve fonksiyonları, kabilenin mitolojisi gibi hususlarda yol alıyor. Şaman olmak için eğer tanrısal bir çağrı ya da bir Şamanın soyundan gelmek gerekmektedir. Bir ata ruhu bir Şaman olacak kişiye gelir ve onu Şaman olmaya yönlendirir. Altaylılar bu durumu “töz basıp yat” yani ruh basması olarak adlandırmıştır. Şamanlar ata ruhu gelen kişi Şamanlığı kabul etmezse delirebileceği gibi bir inanışa sahiptirler.
Şamanlığa davet edildiğine inanılan Şaman kişilere Sibirya kavimleri arasında korku ile karışık bir saygı gösterildiği de bilinir. Şaman doğa üstü güçlerle temas kurduğu kabul edilen kişi olduğundan ona mensup olduğu boy veya oymağın koruyucusu gözüyle de bakılır. Şamanların gökteki iyi ruhlarla yer altındaki kötü ruhlarla temasta olduğuna inanılan toplumlar görüldüğü gibi, bu iki görevin, ak ve kara denen iki ayrı Şaman tarafından üstlenildiğine inanan toplumlar da görülmüştür.
Şaman hangi ruhlarla bağlantıya girebilir ve onları nasıl çağırır?
Şaman kişi trans halinde ruhunun göklere yükselmek, yer altına inme halini ve oradaki güçlerle temasta olma halini yaşayabilen bir ustadır. Derin sezgilere sahip olan Şamanların sezgileri ve güçleriyle bütün gizli alemleri dolaştığına inanılır. Şaman trans halindeyken, ruhları egemenliği altına alarak, ölüler, doğa ruhları yani cinler ve periler ve şeytanlarla ilişki kurabilmektedir. Şaman davulunu kendi çalar ancak trans ağırlaşmaya başladığında davulunu yardımcısı çalmayı üstlenir. Asıl görevi iyi ve kötü ruhlar arsındaki dengeyi sağlamak olan Şamanın iletişime geçtiği çoğunlukla hayvan biçiminde düşünülen ruhlar, Sibirya halklarında ve Altaylarda tavşan, çeşitli kuşlar özellikle kartal, baykuş, karga ve ayı, kurt, geyik, gibi suretlerde görünebilir; büyük böcek, ağaç, toprak, ateş olarak ortaya çıkabilirler. Şaman, gerektiğinde davul veya tefini çalarak bütün yardımcı ruhları dünyanın dört bir yanından yardıma çağırabilir. Şamanın tüm bunları yaparken kendinden geçme halinden çok korkulur ve o sırada ölüp dirildiğine inanılırdı. Ve buna çok inanıldığı için de bu duruma “Şaman hastalığı” ya da “mistik parçalanma” derlermiş. Emrinde bir veya birden fazla ruh olduğuna inanılan Şaman bazen erkek bazen ise bir kadındır. Ancak Orta Çağ ve Rönesans Avrupa’sında Engizisyon kadın Şamanlara, batılı olmayan toplumlardaki Hıristiyan misyonerlerinin hala çoğunlukla “cadı” demeleri gibi onlara da “cadılar” demiştir. Ve Şaman olmak için Şaman kişinin koruyucu bir ruhu olmalıdır. Bu koruyucu ruh da çoğunlukla güç timsali bir hayvandır. Şaman bu koruyucu ruhunu istediğinde görebilir ve ona sık sık danışır. Şamanik yolculuklarını onunla birlikte yapar ve onu hastalıklarda ve sakatlıklarda iyileştirme sırasında kullanır. Ayrıca koruyucu ruh zihinsel uyanıklığı ve kendine güveni de arttırır. Kişinin yalan söylemesini bile zorlaştırır, negatif enerjileri yok eder. Şamanın diğer farklı yardımcı ruhları toplaması ise genellikle uzun yıllar alır. Bir Şaman duru görüye de sahip olarak başka bir yerde ne olup bittiğin de görebilir. İleri düzeydeki Şamanın belirleyici aşaması yardımcı ruhlardan kişisel eminlik kazanması ve bunlarla ilgili bilgi elde edebilmesidir. Şamanın hiç bitmeyen kabul sürecinde yeri ve kazandığı saygınlıkla ilgili belirleyici unsur, yardım etmeye çalıştığı kişiler tarafından verilir. Ve Şaman insanlara yaşadıkları deneyimlerin ne anlama geldiğini tecrübeleriyle yorumlayarak söyleyebilmelidir ve böylece çevresi için bir rehber haline gelir. Hayali deneyimlerden hareket etmeyen Şaman, medyumlar gibi değildir tam tersine o trans halinden normale döndüğünde yaşadığı deneyimi tamamen hatırlamaktadır.
Şamanın okuduğu hayır dualara “alkış” denir, Şamandan alkış alan bir kimse dileklerinin yerine geleceğine inanır. Şamanlar net bir şekilde göre bilmek için uygulamalarını genellikle geceleri yaparlar ama sadece karanlık olması yeterli değildir. Şamanik görme için davulunu, çıngırağını çalar, şarkı söyler ve dans eder. Şamanik rüyalar Şamanlara göre önemli büyük rüyalar vardır ve bu rüyalarda koruyucu ruhlar onlarla iletişime geçer ve ikaz da bulunurlar. Ve bu rüyaları önemli bir mesaj olarak alırlar ve uygulamaya geçerler. Rüyada başlarına bir şey geleceğini görürlerse onu sembolik olarak uygulamalı gerçekleştirirler ve olayı böylece yaşamış olurlar ve böylece kimseye bir zarar gelmemiş olur.
Şamanlar uzaktaki birini nasıl şifalandırır?
Bizler uzaktaki bir yakınımıza imajinasyon yeteneğimiz kullanarak şifa enerjisi yollarız dua yollarız. Şamanlar ise uzaktaki birini şifalandırmak için o kişinin bulunduğu yöne döner onu gözünde canlandırır ve o kişinin güç hayvanını geri getirebilmek için yerin altındaki dünyaya yolculuk yapar ve güç hayvanını onun yanına yollar. Bunu sessiz karanlık bir yere geçip çıngırağını kullanarak ve güç şarkısını söyleyerek gözleri kapalı bir şekilde yapar.
Kenevir yardımı ile de transa geçen Şaman rahip yani Kam kadınlık ve erkekliği kendinde birliğe getiren Şaman, evrensel armoniye katıldığına inanarak güçlü bir ritim taşıyan müziği eşliğinde dans ederek tanrısal güçlerle birleşir ve sağaltımda bulunurdu. Şaman rahipleri erkeklerde olduğu gibi kadınlardan da olurdu ve bunlara Kam-hatun denirdi. Şaman gereksinmeye göre özellikle kuş ve at ile transa geçer ve onların gücüyle birleştiğine inanırdı. Kuş ile bağlantıya girer ise Kam başına kuş tüyleri takar ve uçma hareketi şeklinde dans ederdi.
Türklerde “ocak kültü” nü oluşturan şey ise Şamanların “ateş dansı” yaparak ateş karşısında transa geçmelerinin gelenekselleşmesidir. Ve birçok inanışın töre haline gelen davranışın kökeninde de ocak kültürü vardır. Bir Kam, Şaman düzeyine, doğa parçalarıyla bağ kurup transa geçmeyi başararak ve sonrasında da bunu hayvanlarla o bağı kurmayı başararak yapmalıdır. Ancak ondan sonra ateş transına hak kazanabilir. Şaman olabilmek içinde bir sonraki aşamada insanla bağ kurup kendinde kadınlık ve erkeklik birliğine, bir diğer ifadeyle aşkın düşünce, dünyaya bir nevi dünya dışından bakabilme yetisine ulaşmayı başarabilmeliydi.
Günümüzde Şamanizm
Günümüzde Şamanlar, kendilerinin ve topluluklarının üyelerinin sağlığı ve esenliği için geliştirdikleri ve kuşaktan kuşağa devamını sağladıkları derin kadim tekniklerin koruyucularıdır.
Şamanizm günümüzde Türklerin ve diğer Orta Asya halklarının hayatını etkilemeye devam etmekle birlikte halen Orta Asya’da başlı başına bir din olarak devam etmektedir. Tatarların bir kısmı özellikle Hakasya Türklerinin hemen hemen tamamı Şamanist’tir. Günümüzde Rusya, Moğolistan, Tacikistan, Kazakistan gibi ülkelerde Şamanist topluluklara rastlanmaktadır. Sayıları gittikçe azalmakla birlikte günümüzde yaklaşık 650.000 kadar Şaman olduğu tahmin edilmektedir.
Türklerin inanışlarında bugün bile Şaman geleneğinin izlerini görmek mümkün. Ateşten atlamak, ağacı kutlu saymak, uzun ömürlü olması, daha önce ölen çocuklar gibi ölmemesi için çocuklara Yaşar, Durmuş, Duran, Satılmış, Satı gibi isimlerin konması, türbelere adak adanması, dilek ağaçlarına çaput bağlanması gibi adetler ve nazar değmemesi için tahtaya ya da bir zemine vurmak bu kapsamda değerlendirilir.
ŞAMANIN GİYSİSİ Şamanın çesitli bölgelere ve zamanlara göre değişen bir kıyafeti vardır. Mesela; genellikle bir cübbe veya hırka, başa takılan bir serpuş veya maskeye benzer bir şey, eldiven ve yüksek konçlu ayakkabı, bazı aksesuarlarla beraber Şamanların kıyafetini oluşturur. Şamanların kullandığı, çeşitli hayvan derilerinden yapılmış, üzerine gök ve yer altı ruhları ile ilgili semboller yapılmış bir de Şaman davulu vardır.
KURBAN TÖRENİ Şamanizmde törenler genel olarak ikiye ayrılmaktadır. Belirli günlerde yapılanlar veya önceden belirlenmemiş törenler. Bu törenlerde, çeşitli halkların inanç, gelenek ve göreneklerine göre farklılıklar olmakla birlikte mutlaka kurban adeti vardır. At ve koyun dışında kan akıtılarak sunulan kanlı kurban bilinmemektedir. Kutsal sayılan bir yere, bir değere bir şey sunmak, eşya adamak, Şamanın davuluna, kutsal ağaçlara bez bağlama, çeşitli maddelerden yapılan tanrı tasvirlerine yemek sunma, ateşe içki dökme ya da atma kansız kurbandır. Kansız kurbanların bir başka biçimi de ruhlara adanıp kırlara salıverilen hayvanlardır.
ŞAMANİZMDEN HAYATIMIZDA KALINTILAR Türklerin inanışlarında bugün bile Şaman geleneğinin izlerini görmek olası. Matem töreninde ölünün bindiği atın kuyruğunu keserek kurban etmek, ağacı kutlu saymak, uzun ömürlü olması, daha önce ölen çocuklar gibi ölmemesi için çocuklara Yaşar, Durmuş, Duran, Satılmış, Satı gibi isimlerin konması, türbelere adak adanması, dilek ağaçlarına çaput bağlanması gibi adetler ve nazar değmemesi için tahtaya ya da bir zemine vurmak bu kapsamda değerlendirilir.
ŞAMAN’IN HASTA TEDAVİSİ Şaman dizleri üzerinde kendi güç şarkısını söylemeye başlar ve emme işleminde kendisine yardımcı olacak ruhları çağırır. Aynı zamanda içinde kum ya da su olan hastadan çıkarttıklarını tükürmek için hazırladığı sepet ya da kabı kendisine doğru çeker. Çıngırağını hastanın üzerinde sallayarak güçlüce sarkı söyler ve kendisine emme işleminde yardım edecek ruhları çağırmak için konsantre olur. Diğer grup üyeleri de bir çember oluşturarak onun çabasına güç şarkısını söyleyerek katkıda bulunurlar. Şaman hastanın içindeki zararlı, istilacı güçlerin yerini bulmalıdır. Bunun için bir kehanet tekniği kullanır. Gözleri kapalı olarak elini hastanın bedeni ve kafası üzerinde ileri geri gezdirir, hastanın bedeninin belirli bir yerinden gelen özel bir ısı, enerji, titreşim hissi olup olmadığını yavasça keşfeder. Bir başka teknikse herhangi bir titreşimi hissetmek için hastanın üstünden bir tüy geçirmektir. Şaman belirli yeri hissettiğinde ya sessizce ya da şarkıyla çıngırağını hastanın üzerinde aynı tempoda çalarken iki yardımcı ruhu çağırır. Gözleri kapalı olarak yardımcıların yaklaştığını gördüğünde Şaman onlardan ağzının içine girmelerini ister. Onlar burada Şamanın hastadan emeceği güç istilasını hapsedecek ve içlerine alacaklardır. Ve Şaman hastanın bedeninde zararlı istilayı hissettiği yeri bütün gücüyle emer. Bu elbisenin üzerinden yapılabilir ama elbisenin o bölümünü açmak ve deriyi fiziksel olarak emmek çoğunlukla daha etkilidir. Şaman bu işlemde gördüğü kötü yaratığın ağzından ve boğazından geçerek midesine gitmemesi için çok dikkatli olmalıdır. Eğer kazayla onu yutarsa onu çıkartmak için başka bir emen Şamanın yardımı istenir. Bu Şamanların partnerlerinin olmasını istemesinin başka bir nedenidir. Şaman gerekli olduğu kadar tekrar tekrar emer ve kuru kusar. Bunu bazen istemsiz şiddetli bir öğürmeyle yaparlar. Şaman her kuru kusuştan sonra işlemi yineleyecek kadar güçlü olana kadar konsantrasyonunu güç şarkısını söyleyerek ve yardımcı ruhlarını canlandırmak üzerine odaklanarak yeniler. Bu devreleri elini hastanın üzerinde ileri geri hareket ettirdiğinde ısı, enerji ya da titreşim yayıldığını hissetmeyene kadar sürdürür. Diğer bir yöntem ise tütün tuzaklarıdır. İstilacı ruhların tütünden zevk aldıklarına ve ona çekildiklerine inanılır. Bu yöntemde tütün paketleri ya da içinde tütün olan minyatür bez keseleri kullanılır. Yerde ya da bir zeminde yatmakta olan hastanın etrafında tütün paketlerinden çember yapılır sonra saman zararlı güç istilasını hastadan çıkartmaya çalışır, zararlı güçler hasta bedenden çıkıp tütünlere geçer ve bu çalışma bittiğinde tütün paketleri bir top halinde yuvarlanır ve derhal uzak bir yere götürülür. Orada top açılır ve tütünler ağaç dallarına asılır. Böylelikle ruhlar zarar verebilecekleri insanlardan uzak bir yere dağıtılmış olur. Başka bir yöntemse Şamanın hastanın hastalığıyla özdeşleşmesidir fakat tehlikelidir çünkü bu yöntemde Şaman hastaya zarar veren güçleri kendi üzerine almaktadır. Şaman önce hastayla hastalığı ile ilgili konuşur acısını, hissettiklerini kendi içinde hissetmeye başlar. Sonra hasta gibi olmanın nasıl birşey olduğunu, hastanın yaşama bakışının nasıl olduğunu ve hastanın sorunlarının, umutlarının neler olduğunu öğrenmeye çalışır. Şaman kendisini duygusal olarak hastayla özdeşleşebileceğinden emin olduktan sonra sağaltım çalışmasına başlamaya hazırdır. Bu noktada hasta ve Şaman insanların yerleşmemiş olduğu bir araziye gider. Şaman çıngırağı ve güç şarkısıyla koruyucu ruhunu ona yardımcı olması için uyandırır. Hasta bu aşamada onun arkasında sessiz durur. Şaman kendini güçlü hissettiğinde o ve hasta yavasça elbiselerini çıkartarak değiştirirler. Saman hastanın elbiselerinin her bir parçasını giydikçe hastanın ağrılarını ve dertlerini üzerine almak ve hastanın kişiliğini almak üzerine konsantre olur. Şaman son giysi parçasını giydiğinde artık hasta olduğunu hissetmeye başlamalıdır. Şaman ve hasta çıngırak eşliğinde dans eder. Hastanın tamamen iyileştiğini hissedene kadar elini hastanın üstünde tutar. Eğer çalışma doğru yapılmışsa Şaman hastalık ya da acı dalgalarının üzerinden geçtiğini hisseder yani bir nevi katalizörlük yapmış olur. O anda Şaman 100 metre kadar koşar, durur ve kollarını öne doğru uzatır tüm kuvvetini hastaya acı veren ve şimdi kendi üzerinde olan istilacı gücü atmaya odaklar ve bu zararlı gücü gökyüzüne uzağa fırlatır. Şaman bu işlemin bitişini hastanın derdinin ve kişiliğinin kendi bedeninden alınması hissiyle bilir.
Kaynak : Şamanın Yolu – Michael HARNER Bursa Parapsikoloji ve Ruhsal Araştırmalar Derneği Aylık Dergisi