Tibet çanakları ile ses meditasyonu uygulayıcısı, mindfulness ve şefkat temelli meditasyon uygulayıcısı, son olarak NLP (Neuro Linguistic Programming) master olarak potansiyelini keşfetmek isteyenlere ses yolculuklarında ve online çemberlerde sevgiyle rehberlik eden bire bir danışmanlık hizmeti sağlayan Gözde Özkılıç ile bir nefeste okuyacağınız keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Gözde Hanım kurumsal bir geçmişiniz var. Şimdi ise insanların daha farkında ve özgür bir hayat yaşamalarına hizmet odağıyla çalışıyorsunuz. Geçiş süreci nasıldı, sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Merhaba, dünyaya 1987 yılında İstanbul’da gözlerimi açtım. Başarılı iş insanlarından oluşan ailemde manevi yola merakı olan tek bireyim. Çocukluk ve ergenliğim merak, sorgulama, keşif ve dayatılan dünya düzenine kendimce başkaldırı ile geçti. İçimdeki öfke ve hayal kırıklıklarını çoğunlukla kendimden bile ustalıkla gizliyordum. Varoluşsal sancıların sıkıntısından feraha çıkabilmek ve kendimi daha yakından tanıyabilmek adına terapilere, çeşitli eğitim ve kamplara katılmaya kurumsal hayattayken başladım. Profesyonel iş hayatında satış, pazarlama ve iletişim departmanlarında geçirdiğim 12 yıl her manada oldukça verimliydi. Kendi üzerimde çalıştıkça ve gözlem yeteneğim geliştikçe kariyer basamaklarında da yükseldim. Otomotiv sektöründe başlayıp, eğitim alanında iletişim yöneticisi olarak devam eden maaşlı iş hayatım pandemi sürecinde sonlandı. Kurumsal hayat ile vedalaşmazsam bedensel olarak hastalıklarla baş etmem gerektiğini anladığımda ayrılma kararı aldım. Burada bağırsaklarımın uyarısını dikkate aldım diyebilirim. İlk birkaç hafta sudan çıkmış balığa döndükten sonra bir yıl kadar markalara kurumsal iletişim danışmanlığı verdim. Müşterimi, çalışma düzenimi ve kazancımı kendim belirliyor olmayı hayal etmiştim ve hayalimi yaşıyordum. Ancak derinlerde bir yerlerde arayışım devam ediyordu. İlim irfan sahibi eğitmenlerden yıllarca aldığım eğitimlerde edindiklerim, okuduklarım düzenli meditasyonu hayatıma aldıkça açılmaya başladı. Çok yoğun ve fazla aktif zihnim, beni şeffaf da olsa sınırları olan bir hapishanede tutuyordu. Varoluşumun sonsuz potansiyelini bilip, yaşayamadığım bir geçiş sürecim oldu.
“Tayland’da manastırda sessizlikle geçirdiğim süre sesin ve sessizliğin kıymetini, zihnimin derinliklerini tanımama yardımcı oldu”
İlk ses meditasyonu deneyiminiz nasıl oldu?
Zihnim sakinleşip özgürleştikçe içimdeki Tanrısallığı, Tanrıçalığı kabul edip yaşamaya başladım, şükürler olsun. Bu noktada ilk ses meditasyonu deneyiminin de bende özel bir yeri var. Frekansların aracılığıyla bu denli kolay dinginleşen zihnim ve rahatlayan bedenimle kalbimin sesini duyabilir oldum. Akabinde Tayland’da manastırda sessizlikle geçirdiğim süre sesin ve sessizliğin kıymetini, zihnimin derinliklerini tanımama yardımcı oldu.
Rehberlik aldığınız süreçten bahsedebilir miyiz? Size neler kattı?
Bir buçuk yıl kadar Meksika, Güney Amerika ve Peru’dan şifa çalışmaları için gelen rehberlere Türkiye’de ev sahipliği yapma ve onların çalışmalarında yer alma şansım oldu. Kendilerinden çember adabını, sesler ile alan tutmayı öğrenirken, doğa ananın bize sunduğu ilaçların ve en önemlisi niyetlerin gücünü keşfettim. Doyumlu bir hayat yaşamama vesile olan alanlarda uzmanlaşıp, insanlarla paylaşmak adına keyifle emek vere vere yol aldım. Yetkinliğine güvendiğim kişilerin programlarında sertifikalar edindim, halen okumalar yapmakta ve derinleşmeye devam etmekteyim.
Aldığınız eğitimler ışığında hangi alanlarda eğitim veriyorsunuz?
Tibet çanakları ile ses meditasyonu uygulayıcısı, mindfulness ve şefkat temelli meditasyon uygulayıcısı, son olarak NLP (Neuro Linguistic Programming) master olarak potansiyelini keşfetmek isteyenlere ses yolculuklarında ve online çemberlerde sevgiyle rehberlik ediyor, bire bir danışmanlık hizmeti sağlıyorum.
Bu yolculukta kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Yaratıcının bir parçası olarak, arayışlarım olanları olduğu gibi kabul edip kendi potansiyelime teslim olabildiğimde kavuşmalarla son buldu. Hiçbir dine mensup olmamakla birlikte, her şeyin yaratımında izi olan kaynağa, özümüze inançlı biri olarak tanımlayabilirim kendimi. Dans etmeyi, şarkı söylemeyi, seyahat etmeyi, kendi üzerimde çalışmayı, yeni alanlar deneyimlemeyi, okumayı ve doğa içerisinde yaşamayı seviyorum.
“Ses meditasyonu olan bu çalışmaya ben ses yolculuğu demeyi seviyorum”
Ses Yolculuğu nedir? Ses çalışmalarına başladıktan sonra hayatınızda ne gibi farklılıklar oldu?
Zihnimizi sakinleştirmeyi kolaylaştıran ve bedenlerimizi sevgiyle akort ettiğimiz ses yolculuğu; Tibet çanakları, kristal kaseler, gonglar, ziller ve çeşitli enstrümanlar ile gerçekleşen kadim bir çalışmadır. Dünyada yaygın kullanılan isimleri ses banyosu, ses terapisi, soundhealing, ses meditasyonu olan bu çalışmaya ben ses yolculuğu demeyi seviyorum. Nasıl ki her yolculuk birbirinden farklıysa ve yeni deneyim sahibi, yenilenmiş olarak dönüyorsak aynısı bu alan için de geçerli. Ses çalışmalarına kendi sesimi keşif yolculuğum da eşlik ediyor. Bu çalışmalar yaratılmış her şeyin titreşimine, frekansına ve özde enerjilere karşı daha uyanık, hassas ve özenli olmamı sağlarken zihnimin berraklığına da katkısı oldukça büyüktür.
“Çanaklar beyin dalgalarımızın theta frekansına geçişini kolaylaştırarak bizi derin dinlenme ve yaratım alanında tutmaya yardımcı oluyorlar”
Ses çalışmalarında neler yapılıyor? Çalışmaya katılan insanlara katkıları neler oluyor? Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Ses çalışmalarını dilediğimiz gibi zenginleştirebiliriz. Benim rehberlik ettiğim ses yolculuklarında odağımızı niyet ve nefesimize getirerek başlıyoruz. Ardından katılımcıları matlarına sırt üstü uzanmalarına, rahat edeceklerse gözlerini kapatmalarına davet ediyorum. Çanaklar beyin dalgalarımızın theta frekansına geçişini kolaylaştırarak bizi derin dinlenme ve yaratım alanında tutmaya yardımcı oluyorlar. Çalışma yaklaşık bir saat kadar sürüyor. Çalışmanın katkıları kişinin niyet ve ihtiyacı doğrultusunda değişiklik gösteriyor. Öncelikle beklentinin olmamasını, sesler aracılığı ile ne hissedilirse doğal olduğunu ve dışarıdan gelen seslerin de çalışmaya dahil olduğunu paylaşıyorum. Genel olarak sıklıkla zihinsel ve bedensel rahatlama geri bildirimini alıyorum. Tazelenme, netlik hislerini paylaşanlar oluyor. Bir süredir sağlıklı bir uyku uyunamıyorsa derin, dinlendirici bir uykuyla da geçebiliyor. Kendi çanaklarını almak isteyenler de olabiliyor.
Meditasyon, müzik, dans olmazsa olmazlarınızdan ne gibi faydalarını yaşıyorsunuz?
Ruh, beden ve zihin birliğinde sağlıklı ve doyumlu bir hayatın yaşanacağına inanıyorum. Bedenimi esnetmenin en zevkli yolu benim için dans etmek, çocukluğumdan beri dans ederim. İlkokulda halk oyunları ile başlayan serüven ekstatik danslarla devam ediyor. Rehberlik ettiğim çemberlerde de insanların özgürce dans edebilmelerine, bedenlerinin müziğin içerisinde akmasının keyfine varmaları için yönlendiriyorum. İbadet etmenin en sevdiğim yollarından biri; müzik. Uzun yıllar tüketicisi olduğum şifa müzikleri, tanıştığım günden beri üretme ve bir parçası olmak heyecanıyla yanıp tutuştuğum bir alan. Vokal ve perküsyon alanlarında öğrenciyim ve yol çok keyifli ve keşif dolu.
“Herkesin kendine özel ilacı kendi sesinde gizli”
İnsan kendi sesinde nasıl şifa bulur?
Öncelikle herkesin kendine özel ilacı kendi sesinde gizli; meditatif şarkılar söylemenin, mırıldanmanın bile tahmin edebileceğimizin ötesinde faydaları var. En basiti vagus sinir sistemimizi aktive ederek bize rahatlama ve mutluluk sağlıyor. Meditasyonu, bize iyi gelmeyen her türlü sistemden düşünce biçiminden çıkışın, öze dönüşün ve potansiyelimizin hatırlatıcı anahtarı olan bir pratik olarak görüyorum. Dans ederken ve müzik icra ederken kolaylıkla ve keyifle meditatif bir hale geçerek, o anın içinde tüm potansiyelinizle olabiliyor ve kendinize dair yeni keşif alanları açılabiliyor. Aynı zamanda bu çalışmaların odak arttırmaya faydası olduğunu gözlemliyorum.
“NLP, beyin nöronlarımızdaki sinir ağlarını, bilinçaltını, hedeflerimiz doğrultusunda yeniden programlamamıza yardımcı oluyor”
NLP eğitimleri veriyorsunuz? Biraz bahseder misiniz NLP nedir?
NLP temelli online çalışmalar yapıyor ve bire bir danışmanlıklar veriyorum. Türkiye’de bence günbegün kıymetinin daha da anlaşılacağı bir disiplin NLP (Neuro Linguistic Programming) beyin nöronlarımızdaki sinir ağlarını, bilinçaltını, hedeflerimiz doğrultusunda yeniden programlamamıza yardımcı oluyor. Önce bir durup kendimizi fark etmemizi, dilimizi değiştirerek düşüncelerimizi ve buna bağlı olarak hayat dönüştürücü teknikler sunuyor. Tabi herkes için uygun değil, çünkü konforsuz dahi olsa konfor alanlarından çıkmaya gönüllü olmak gerekiyor.
“Yeni senede 5 hafta online ÖZ⁵ çemberiyle buluşuyoruz”
Siz bir de kendine yaklaşma eğitimleri düzenliyorsunuz. Biraz anlatır mısınız? Program içeriği nedir?
Program içerikleri oluşurken sezgilerime ve danışanlarıma kulak veriyorum. Yaşamıma katkı sağlayan, kendi üzerimde emek vererek dönüştürdüklerimi ve çeşitli disiplinlerle harmanladığım kendi tekniklerimi paylaşıyorum. Katılımcıların da kendilerine uyacak yolu bulmasına temiz sorularla eşlik ediyorum. Çemberin içeriği kolektifin ihtiyacına göre şekilleniyor. Örneğin 2024’te odak, dualiteyle barış, an bilinci, alan bilgisi, denge ve şükür konularını ele aldık. Yeni senede 5 hafta online ÖZ⁵ çemberiyle buluşuyoruz. Öz saygı, öz değer, öz güven, öz sevgi ve öz şefkatte birlikte derinleşmek üzere heyecanlıyım.
“Yaşamlarımızın mimarı bizleriz, özellikle de bilinçaltımızın ve güzel haber; dilediğimiz an dönüşüme, yeniden inşaya başlayabiliriz”
Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
Öncelikle Varoluş ve Ötesi Dergi ekibi ve okuyucularıyla teşekkürlerimi ve sevgilerimi paylaşıyorum. Yaşamlarımızın mimarı bizleriz, özellikle de bilinçaltımızın ve güzel haber; dilediğimiz an dönüşüme, yeniden inşaya başlayabiliriz. Bize hizmetini tamamlayan insanlarla ve konularla sevgiyle vedalaşmamız yeniye alan açar. Gerektiğinde destek istememiz, bazı kişi ve alanlarla sağlıklı mesafeyi korumamız kendimizi sevmenin ve değerimizi bilmenin bir yoludur. Şefkatle sevdiğimiz yolda olmayı, ışığımızı ve değerimizi hatırlamayı, bedenlerimizi temiz gıdalarla, zihnimizi temiz düşüncelerle beslemeyi, geçmişi geçmişte geleceği gelecekte bırakıp anın içindeki yaratım gücümüzle var olmayı, bize ve bütüne katkı sağlayan hayallerimizi gerçekleştirmeyi, birbirimize ilham olmayı diliyorum.
Tüm yayın hakları Varoluş ve Ötesi’ne ait olup yazılar iktibas edilemez. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler şahıslara aittir.