Ana Sayfa Kişisel Gelişim Sen Bir Hizmetkârsın

Sen Bir Hizmetkârsın

Sen Bir Hizmetkârsın
VarolusveOtesi

Ruhun senin gerçek kimliğin, cennetin; bedenin ruhuna açılan kapı, zihnin kapının kilidi, nefesin ise anahtardır.

Yoga felsefesinde benimsenen 8 basamak genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:

Yama: Olumsuz her şeyden arınma

Niyama: Olumlu yanları kuvvetlendirme

Asana: Yoga hareketlerini benimseme

Pranayama: Nefesi kontrol etme

Pratyahara: Duyuların denetim altına alınması

Dharana: Konsantrasyon

Dhyana: Meditasyon

Samadhi: Evrenle bütünlük sağlama

Yoga hareketten çok, durmaktır. Durduğunda etrafını anlayabilme halidir. Asana onun sadece sekiz basamağından bir tanesidir. Sekiz basamağın amacı, seni sana ulaştırmaktır. İlk basamağın olumsuz olandan arınmaktır. Olumsuzluğu genelde karşıda görme meylimiz vardır. Bir de ondan kaçma.

Arınmak dediğimiz şey kaçmak mı acaba? Kaçtığımız şeyden arınabilir miyiz?

Sana olumsuzluk veren her şeyden kaç, deniyor son zamanlarda. Oysa kaçtığımız her şey, bize katlanarak geri döner. Beyin tümörünün varlığının ilk belirtisi, baş ağrısı. Sen baş ağrısını görmezden gelir, onu önemsemezsen, ikinci sıradaki belirti çift görme, kusma ya da belki bayılma olur. Bunları da önemsemediğinde, denge kaybı, kol ve bacaklarda hissizlik meydana gelir. En son artık unutmaya başlarsın. Artık kim olduğunun da bir önemi yoktur senin için. Çünkü unutmuşsundur…

Başlangıçta hastalığına hükmedebilecekken, en son aşamada hastalığın seni esir alır. Hayatın tamamen ona göre şekillenir. Bedenini dinleyip, beşinci basamaktaki, duyularını denetim altına alabilseydin, (pratyahara), çözüm kendiliğinden oluşabilirdi.

Bedenindeki acı, ağrı bile sana mesaj vermek için varken; sen olumsuz hissettirenlerden kaçma eğilimindesin. Kaçtığımızda belki bir müddet, kendimizi iyi hissedeceğiz. Peki sonra? İnsanın en büyük sorumluluğu “kendi olabilmektir”. Kendi olabilmek için, ne olmamamız gerektiği de en az onun kadar önem taşır. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırırken, sonuçlarının ne olacağını iyi hesaplamalıyız. Biz birilerinden olumsuz diye kaçarken, birileri de bizden bu nedenle kaçıyor olabilir mi? Öyleyse olumsuz olan kim? Kime göre olumsuz, kime göre olumlu?

Yoga bize, ortada yargısızca kalabilmemiz için, meditasyon yapmamızı önerir. Çünkü meditasyon yaparken, üst benliğinle iletişime geçersin. Dar pencerenin duvarları yıkılır. Bakış açın genişler. Doğru-yanlış, pencerenin gösterdiğinden daha büyük bir alan kaplar. Etkileri birçok kişiyi ilgilendirir. Baktığın yer farklılaştıkça; sen farklılaşırsın.

Yoga felsefesi; hayatı okumana ve yeniden yazabilmene odaklıdır. Yeniden yazmak dediği, baskıcı kontrol duygusundan bağımsız, kendi hayatının dümeninin başına geçmendir. Evrendeki tüm ilimler, hayatı okumanı kolaylaştırır. İlim; başına gelen ile ilgilenmez. Senin oradan ne çıkardığınla ilgilenir. Buna ışık tutmak ister. Çünkü “sen” önemlisindir. Senden, bana; benden bize ulaşır.

Yoga Öz’e ulaşmaktır. Öz nedir?

Malzemeleri; sen, ben ve başına gelen olay, olandan; “biz”i oluşturmandır. Gördüğün her şey sana hizmet eder. Sen de, her şeye hizmet edersin.

Anlarsan hizmet edensin, anlamak istersen hizmet edilensin.

Sen’in, ben’in farketmediği alan cennettir. (Samadhi)

Benlik duygusunun güçlendiği yer ise cehennem!

Sen bir hizmetkârsın!

Nereyi güçlendirdiğine, hizmetinin nereye kâr sağladığına iyi bak.

Bu gözle bakabilirsen, burada yaratıcı sensin!

Seçim senin!

Cennette mi var olmak istersin; cehennemde mi?

Tüm yayın hakları Varoluş ve Ötesi’ne ait olup yazılar iktibas edilemez. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Tüm reklamların sorumluluğu firmalara, yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşler şahıslara aittir.

VarolusveOtesi